Adalarda atlar, at sahipleri, faytoncular, inanılmaz bir vurdum duymazlık ve zulümle karşı karşıyalar. 20 Aralık’tan beri, karantina adı altında, hasta ya da sağlıklı demeden bir arada ahırlarda hapis tutulan, yeterince hareket etme imkanları sağlanmayan atlar ölüyorlar. İBB ahırların etrafında hayvanların dolaşımlarını sağlayacak birer padok alanı çevirmeyi dahi yapmadı. Faytonlarına el konulan, hayvanları çalışamayan arabacı esnafının tüm gelirlerine böylece el konulmuş vaziyette. Çevre kurulunun 1 no’lu kararı bir karantina kararı değil, bir mesleğin yasaklanmasına, atların tutsak edilmesine ve nihai olarak en temel hakların ihlal edilmesine dair bir karardır.
Hayvanlara yeterli ve uygun yem İBB tarafından sağlanacak denildi, bu yapılmıyor. Gönderilen saman hayvanların yiyeceği evsafta değil, hatta küflü gelebiliyor, buğday, arpa, kepek, ezme gibi besinleri arabacılar ceplerinden alıyorlar, zira yetmiyor. Atlarını satmak istemeyen çok sayıda at sahibi var, “üç kuşaktır bu işi yapıyoruz, nasıl ayrılırız” diyorlar; dahası atların satıldıktan sonra kim tarafından, nerede, nasıl bakılacağı konusunda hiçbir bilgi ya da güvence verilmiyor. Ve bir elle tutulmaz kültür varlığı, sit alanı olan Adalar’da, geri getirilemez biçimde yok ediliyor.
Birçok Adalı geçen haftadan beri hem tek taraflı ve tepeden inme yapılan tasarruflar hakkında suç duyurusunda bulundu, hem de İBB ve Valiliğin kararlarına karşı yürütmeyi durdurma kararı alınması için İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne başvuruyorlar. Zira karantina ve faytonun durdurulması kararını alanlar, bu tasarruflarla ilgili yetkiye sahip olmadığı gibi, faytonları yasaklama kararı, hayvanların yaşam hakkı başta olmak üzere hayvan haklarını ihlal eden, hayvanların ve onlarla birlikte yaşamak isteyen insanların aleyhinde sonuçlara yol açmıştır. Ayrıca Adalar’da yaşayanları ulaşım hakkından mahrum etmiştir. Alınmış olunan kararlar kamu yararına değildirler.
Adalarda yaşayan atların, faytoncu esnafının ve adada yaşayanların en temel hakları ellerinden alınmak isteniyor. Buna razı olamayız.
Adalarda Atlarla Yaşam Hakkı Savunucuları