İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Şehir Bölge Planlama Müdürlüğü Adalar İlçesi Strateji Belgesi ve Koruma Amaçlı Nazım Planı Değerlendirmesi II.Taslak üzerindeki çalışmalarını 17 Mayıs 2021 tarihinde tamamlayarak görüş, öneri ve geri bildirim için paylaşıma açtı. Hazırlanan çalışmayı inceledik ve yine aynı müdürlük tarafından organize edilen toplantılara katıldık. İnceleme aşamasında belgenin taslak niteliğinde olduğunu dikkate alarak metinle ilgili görüş, öneri ve itirazlarımızı ilgili birime yazılı olarak ilettik.
Adaların Atları Platformu Adalar
Strateji Belgesi II. Taslak Değerlendirmesi
- Strateji Belgesi II. Taslak içinde atlarla ilgili bölümlerin, yaklaşımların ve projelerin Adaların Atları Platformu olarak, atlar özelinde değerlendirilmesi aşağıdadır:
Genel İtirazlar:
- Atlar konusu Strateji Belgesi içinde daha çok ulaşımla ilgili konu başlıkları altında ele alınmıştır. Faytonlar ve atlar birbiri ile ilişkili olmakla birlikte atların ulaşım başlığı altında ele alınması kabul edilemez. Üstelik şu anda faytondan söz edilememekle birlikte, atlar hâlâ Adalardadır. Faytonlardan ulaşım konusu altında bahsedilmesi normaldir. Ancak atlar ekoloji konu başlığı altında ele alınmalıdır. Bahse konu olan atlar canlıdır ve fayton olsa da olmasa da atların iyi yaşayacağı şartlar sağlannalıdır. Atların bir nesne olmadığını unutarak ulaşım konusu altında uzun uzadıya ele alınması, ekoloji konusunda atlardan çok az bahsedilmesi kabul edilemez. “Atların Durumu” konusu bile neden ulaşım konusu altında işlenmiştir?
- Adalardan ücretsiz gönderilen atlar konusundaki skandallar basında hayli yer almıştır. Konu ile ilgili İBB’nin de çeşitli açıklamaları mevcuttur. Bu açıklamaların Strateji Belgesi Taslağı içinde yer alması konuyu en başından beri takip eden Adaların Atları Platformu’na da söz hakkı doğurmaktadır. Kullanılan ifadeler kamuoyunun eksik bilgilenmesine sebep olacağından bu iddialara cevap verilmek zorunda kalınmıştır.
- Strateji Belgesi şu an atların durumu ile ilgili net çözümler üretmeli, bunu yaparken de herhangi bir soruya yer bırakmayacak şekilde çerçeveyi çizmelidir. Atlar Adaların bir parçasıdır. Ekosistemde de önemli bir yerleri vardır.
- Büyükada İspark ahırlarının yaşam koşullarının daha iyi hale getirilmesi ve buranın yeni fonksiyonları kazanarak atlarla daha fazla temas kurulabilmesinin sağlanması ile ilgili proje ilgi çekicidir. Burgazada ve Heybeliada için planlanan yeni ahır projeleri de aynı şekilde memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak bu projelerle ilgili daha ayrıntılı bilgi almak nazım planı ile mi mümkün olacaktır? Süreç ne şekilde işleyecektir? Alternatif planlar var mıdır? Ahırlar kaç at için tasarlanmaktadır?
- Adalara yeni at girişi olmayacaktır, şeklindeki ifadenin hiçbir dayanağı ve gereği yoktur. Kesinlikle kaldırılmalıdır. Yeni at girişini yasaklamak İBB’nin de planlamaya dahil ettiği “atlı hayat”ın devamını engeller.
Aşağıda Strateji Belgesi II.Taslak içinde atlardan bahsedilen kısımlardan alıntı yapılmış, bu bölümlerle ilgili düşünceler, itirazlar kalın harflerle alıntıların altına yazılmıştır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Faytonların Kaldırılması şeklinde adlandırılmıştır. )
“Adalar’da faytonlar kaldırılmadan önce resmi 945, kayıt dışı 750 olmak üzere toplamda 1695 atın varlığından bahsedilmekte, bu sayı ve yoğunluğun ahır ihtiyacı, mevsimlik seyisler, atların bakımı ve çalışma koşulları, turizm nedeniyle aşırı veya kötüye kullanımı, at ölümleri gibi pek çok sorunu beraberinde getirdiği görülmekte ve resmi kayıtları olmasa da faytonlar kaldırılmadan önce Adalar’da her yıl ortalama 400 atın öldüğüne ilişkin veriler bulunmaktadır. Her ne kadar 1695 atın varlığından bahsedilse de İBB tarafından faytonların kaldırılmasına ilişkin karar alındığında Adalar’da bulunan at sayısı 1179 olarak kayıtlara geçmiş, at sayıları arasındaki bu farklar atların yaşam ve çalışma koşullarının oldukça kötü ve denetimlerin ne denli yetersiz olduğunu göstermiştir.
Son 2 yıl içinde Adalar’daki fayton taşımacılığı ve ulaşımla ilgili gelişmeleri incelediğimizde;
• 28.08.2019 tarihinde İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünce Adalar Ulaşım Çalıştayı gerçekleştirilmiş..”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Faytonlar kaldırılmadan önce at sayısı kesin olarak bilinmiyor. Daha önce bu sayılar bilinirdi, atlar da Tarım Müdürlüğü denetiminde, karantinadan geçerek kontrollü olarak adaya gelirdi. Fakat 2017 Temmuz’unda ruam hastalığı nedeniyle İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından adaya at getirilmesinin yasaklanmasıyla beraber, atlar adaya kaçak olarak getirilmeye başlandı. Ada gibi sınırları belli bir yerde, tüm faytonlar tek duraktan kalkarken, kaçak getirilen atlar kolaylıkla saptanabilir ve at sayısı da bilinebilirdi, ama bu yapılmamaktaydı. Aralık 2019’da atların “ruam” gerekçesiyle öldürülmesinin ardından Adalar’da 1800 at olduğuna dair çok sayıda açıklama yapıldı ve haber yayınlandı. Kaymakamlık tarafından açıklanan resmi rakam (kayıtlı atların sayısı) 1380’dir (TRT Haber, 24 Aralık 2019) . Bu sayı kaçak olarak getirilen atları kapsamıyor. Hayvanların Haklarının Korunması ile Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi için Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu’nda (Ekim 2019) ise sadece Büyükada’da 1600 at yaşadığından bahsedilmektedir. Gerçek sayının 1700’ün üstünde olduğu kesindir, o dönemde faytoncuların belirttiği rakam 1760 civarıdır. Adaların Atları Platformu kesin bilinmeyen sayılar konusunda baştan beri temkinli bir tutum içindedir. İhtiyatlı olmak adına 1700 rakamını temel alarak “en az 1700 at vardı” diyoruz. Türkiye’nin en büyük kentinin bir ilçesinde yaşayan at sayısının “bilinmemesi” başı başına skandaldır. (1)
“Adalar’da her yıl ortalama 400 atın öldüğüne ilişkin veriler bulunmaktadır.” cümlesinin herhangi bir dayanağı yoktur. Ayrıca Aralık 2019 resmi rakam Adalardaki at sayısı kaymakamlığın açıklamasına göre resmi olarak 1380’dir. Bu yukarıda da bahsedildiği gibi kaçak at sayısını içermemektedir. 1179 İBB’nin satın aldığı at sayısıdır. Bahsi geçen paragraftaki bilgilerin güncellenmesi gerekmektedir.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Faytonların Kaldırılması şeklinde adlandırılmıştır. )
“19.12.2019’da Büyükada’da faytona koşulan atların 81’inde ruam hastalığının tespit edilip öldürülmesi üzerine hayvan hakları savunucuları İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde 41 gün süren “Yaşam Nöbeti” eylemine başlamış ve eylemde, 347 hayvan hakları, çevre ve doğa derneğinin imzaladığı ortak metin okunmuştur. “
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Önce 81 at, sonra 24 at daha, toplam 105 at Aralık 2019’da “ruam” gerekçesiyle öldürüldü. Öldürülenlere ait test raporları kamuoyuna açıklanmadı. Adalar İlçe Tarım Müdürlüğü bu raporları İstanbul Valiliği’ne ilettiğini söylüyor. Peki o 105 at gerçekten ruam mıydı? Kuvvetli şüphelerimiz var, çünkü bu katliamdan bir at kaçıp kurtuldu. Nazlı adındaki bu atın ruam olmadığı anlaşıldı. Kaçmasaydı, ruam diye öldürülmüş olacaktı. Nazlı’nın sahibi, öldürülen iki atından birinin de kesinlikle ruam olmadığını anlattı. Atların bir bölümünün sadece infial yaratmak için ve/veya işlemi yapan ekibin hataları sonucu öldürüldüğünü, aslında ruam olmadıklarını düşünüyoruz. Verilen bilgi eksik ve yanıltıcıdır. Atların ruam test sonucu İstanbul Valiliği’nce hiçbir zaman açıklanmamıştır. Ayrıca Adalar ilçesinde ruam testi ne yazık ki hâlâ derialtı enjeksiyon yöntemiyle uygulanmakta, bu testin kesin sonuç vermediği bilinmektedir. Doğru sonuçlar için serolojik test (kan testi) yapılması isteğimiz İlçe Tarım Müdürlüğü yetkililerine iletilmiştir. Yüzlerce atın yeni sahibi İBB de bu talebi desteklemelidir. (2)
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Faytonların Kaldırılması şeklinde adlandırılmıştır. )
“20.12.2019 tarih ve 197 sayılı İstanbul Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü İl Mahalli Çevre Kurulu kararı ile Adalar ilçesinde Ruam hastalığı sebebiyle insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından atların faytonlara koşulmasının 3(üç) ay süre ile durdurulmasına karar verilmiş…”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Ruam gerekçeli, 3 ay sürmesi öngörülen ve ruamın görülmediği Heybeliada ile Burgazada’yı da kapsayan “karantina,” 20 Aralık 2019’dan itibaren tüm atları ahırlara hapsetti. At, sağlığı harekete bağlı olan bir hayvandır. En fazla sayıda atın barındığı, 2006’da İBB tarafından kurulan Büyükada İspark Ahırı’nın atlara hareket imkânı verecek bir alanı (padok) yoktu. Burgazada ve Heybeliada’da atlar ahır çevresinde serbest bırakılabildi, Büyükada Yörükali’de atları olan bir şahıs onlar için yer kiralayarak buranın atlarını saldı. Ocak 2020’de Büyükada İspark ve Aya Nikola Ahırlarında bağlı tutulan atların ölüm haberleri gelmeye başladı. Oysa bu hapsetmenin atlar için ölümcül sonuçları olacağı yetkililere hemen anlatılmış, basında da yer bulmuştu. Adalar Demokrasi Meclisi (ADM) öncülüğünde başlatılan, “karantina sağlıklı atları öldürmesin” diye alınması gereken tedbirleri belirten kampanyada bir ayda 30 binden fazla imza toplanmış ve ilgililere sunulmuştu.
Aralık 2019’dan sonra ölen atların ruam hastalığından değil hareketsizlik ve bakımsızlıktan öldüğünü biliyoruz, çünkü tüm atlara ruam testi yapılmış ve “pozitif” çıkan atların hepsi zaten öldürülmüştü. Daha sonra yapılan ruam testlerinin temiz çıktığı söylendi.(3)
Strateji Belgesi II Taslağın yayınlandığı Mayıs 2021’de, Valiliğin ruam karantinasına karşı açılan davadan çok önemli bir karar çıktı. Adaların Atları Platformu üyelerinin de aralarında bulunduğu Adalılar tarafından açılan davada, İstanbul 4. İdare Mahkemesi, İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün sağlıklı atları karantinaya alma kararını haksız bularak iptaline karar verdi. (20/12/2019 tarih 197 sayılı kararın 1. ve 11. maddeleri iptal edildi. Dosya no 2020/343, esas 2021/415, karar tarihi 23.3.2021.) Bu karar, 19 Haziran 2020’ye kadar süren karantinanın yanlış olduğunu ve ruam olmayan atların ölümünden İstanbul Valiliği’nin birinci derecede sorumlu olduğunu gösteriyor. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Ruam Hastalığına Karşı Korunma ve Mücadele Yönetmeliğini uygulanmadan, bu yönetmelik ihlal edilerek sağlıklı atarı karantinaya alıp ölmelerine neden oldu.
İdare Mahkemesi ayrıca, yasalarda atların faytona koşulmasını yasaklayan bir düzenleme olmadığı halde İl Mahalli Çevre Kurulu’nun aldığı bu yöndeki kararın kanuna aykırı olduğunu da tespit etti. Mahkeme, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşım ile ilgili yetkisinin dışında görevlendirildiğini de söylüyor. Verilen genel yetki İBB’nin yetkisini aşıyor. Bu tespitler, Aralık 2019’da 105 atın ruam iddiasıyla öldürülmesi ile başlatılan süreçte asıl amacın atların iyiliği değil, sadece faytonları kaldırmak olduğunu, faytonları kaldırmak uğruna atların harcandığını da doğrular nitelikte.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin atları ve faytonları satın alma kararı (16 Ocak 2020, İBB Meclisinde oybirliğiyle alınan karar) ve satın alınan atların ücretsiz olarak ada dışına gönderilmesi kararı (13 Mart 2020, İBB Meclisinde oybirliğiyle alınan karar), İstanbul Valiliği İl Mahalli Çevre Kurulu’nun ruam gerekçeli bu karantina kararına dayandırılıyordu.
Karantinanın kanunlara aykırı şekilde konmuş olduğu mahkemece kabul edildiğinden İBB meclisinin atları satın alıp adadan gönderme kararı da gerekçesini kaybetmiş oldu. Karar istinafa taşınacak ve hukuki süreç devam ediyor olmakla beraber, Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında her adada yeniden çok sayıda atın sağlıklı yaşamasına imkan tanıyacak şekilde ahır, padok, karantina ahırı gibi yaşamsal alanlara yer verilmesi yerinde olacaktır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Faytonların Kaldırılması şeklinde adlandırılmıştır. )
“iBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 23.12.2019 tarihindeki açıklamasında “Adalar, Heybeliada, Burgazada, Büyükada olmak üzere yaklaşık 35 civarında faytonun simgesel olarak devam etmesi konusunda adalardaki sakinlerin bir kanaati olduğunu ancak kendisinin bunun olmasından yana olmadığını” belirtmiştir.
• 16.01.2020 tarih ve 25 sayılı İBB Meclis kararı ile ruam hastalığı sonrasında fayton kullanımının durdurulmasına, 277 fayton ile bunlara bağlı atların satın alınmasına ve ulaşım hizmetinin UKOME tarafından belirlenecek sayıdaki elektrikli araçla yapılmasına karar verilmiştir.
• 12.03.2020 tarih ve 403 sayılı İBB Meclis Kararı ile satın alınacak atların; tarım ve hayvancılığın desteklenmesi hizmetlerinde kullanılmak üzere yetiştiricilere, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yetiştirici birlikleri, kooperatifler, meslek odaları, dernek gibi tüzel kişiliklere, şahıslara bedelsiz olarak sahiplendirilmesi ve nakil hizmetlerinin verilmesine karar verilmiştir.
Bunun yanında katılımcı planlama çalışmaları kapsamında Müdürlüğümüzce yapılan Ada Sakinleri Kamuoyu Yoklaması sonuçlarına göre Adalar İlçesi’nde toplu ulaşım sisteminde yapılan değişiklikler sonrası son 8 aydır kullanılan yeni elektrikli araçlardan memnuniyet %71.11 iken memnuniyetsizlik %15.94 oranındadır. “
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Bu ankete kaç kişi katılmıştır? Verilen yüzdelerin toplamı %87.05 ise %12.95 nasıl bir cevap vermiştir?
İBB’nin “elektrikli araç” demeyi tercih ettiği motorlu araçlar halen aslında kanuna aykırı olup bir fiili durum (faytonda kullanılan atlarda görülen ruam hastalığı) sonucu alınan kararlarla adaya getirilmişlerdir. Ada halkı ile yapılan anket sonuçları bu durumu değiştirmez. Bununla birlikte, planlama toplantılarında da belirtildiği üzere ulaşımın bir ihtiyaç olduğu da doğrudur. Burada, motorlu araçlarla ormanda gezmenin “ulaşım” kapsamında sayılamayacağını ve “ihtiyaç” olmadığını belirtmek isteriz. 4 kişilik olan faytonların yerine 13 kişilik otobüsler getirilmiş olması da “ulaşım ihtiyacı” ile açıklanamaz. Adalar’da motorlu taşıt trafiği kazalara neden olmaktadır. İlçemizde çok sayıda kedi ve köpek, İBB’nin taksi ve otobüsleri de dahil motorlu araçlar (Adalar Belediyesi araçları, inşaat için gelen kamyonlar, şahıslara ait akülü araçlar vd) tarafından ezilerek öldü. Bununla ilgili hiçbir yasal düzen ve yaptırım yok. Motorlu araçlar insanların yaralandığı kazalara da yol açıyor. Mayıs 2021’de Büyükada’da bir insan, saatte 70 km hız ile giden bir kamyonun çarpmasıyla beyin kanaması geçirdi. İBB’ye ait ulaşım araçları devreye alındıkları günden itibaren pek çok kişinin kol ve bacaklarının kırılmasına neden olan kazalara karıştılar. Bu araçlar için yollara takılan kedi gözü ve kukalar da ayrıca kazalara neden oldu. Elektrikli araçlar İBB’nin lanse ettiği gibi çevreci de değildir. Elektrik, çevrecilerin karşı çıktığı HES ve JES ile doğaya zarar vererek üretilmekte, yurtdışından ithal edilmekte veya ithal edilen malzeme kullanılıp yine doğaya yük getirilerek üretilmektedir. Araçların aküleri de hem üretim süreci hem atık olarak çevreye zararlıdır ve elektrikli araçlar, Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül’ün beyan ettiğinin aksine, motorludur. Kullanılan yakıtın elektrik, benzin ya da mazot oluşu bu gerçeği değiştirmez.
Ulaşım düzenlemesinin adanın “yavaş yaşam” alışkanlığını kesinlikle bozmayacak şekilde yapılmasını istiyoruz. Ulaşım araçları, Adalar’ın hızlanmasına ve yeni rant kapıları açılmasına neden olmamalıdır.
Gerek ulaşımda kullanılan araçlar, gerekse başka amaçlarla adaya getirilen araçlar (ambülans ve itfaiye araçları haricinde kalan inşaat ve nakliye araçları, belediye araçları, iş makineleri vd) kesin hız sınırlarına ve tonaj kısıtlamasına tabi olmalıdır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Faytonların Kaldırılması şeklinde adlandırılmıştır. )
Faytonlar ve atlarla ilgili soruya ise katılımcıların %37.61’i “faytonların kaldırılmasından memnunum”, %26,34’ü “faytonların sembolik olarak turistik amaçlı kullanılmaya devam etmesini istiyorum”, %19,4’ü “faytonların kaldırılmasından memnunum ama atların adada yaşamaya devam
etmesini istiyorum”, %7.86’sı ise “atların herhangi bir amaçla çalıştırılmasını istemiyorum” cevabını vermiştir.
ADALARIN ATLARI PLATFORMU : Bu ankete kaç kişi katılmıştır? Verilen yüzdelerin toplamı %91,21 ise %8,79 nasıl bir cevap vermiştir? Bu sorular direk atlarla ilgili değildir. Mesela “Atlar ücretsiz sahiplendirilsin mi?”, “Atlar Adalar dışında yerlere tırlarla taşınsın mı?” “Atlar sahiplendirilsin diyorsanız bunun koşulları ne olmalıdır?” “Adalarda kalan atların ormanda dolaşmasına izin verilmeyecek, ahırlardan çıkamayacaklar, bu konuya razı mısınız?” gibi sorular yöneltilmemiştir. Faytonların kaldırılmasından memnuniyet anketinin içine atlara temas eden sadece bir kaç sözcük eklenmiştir. Alınan cevaplarda sorulan sorular belirleyicidir.
Çıkan sonuç da atlarla ilgili değil, faytonla ilgilidir. Atların Adalardan bu şekilde gönderilmesinden veya ahırlara kapatılmasından memnun olunduğuna dair İBB’nin elinde herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Şu durumda fayton ve at konusu birbirinden ayrıdır. Fayton bir nesnedir, atlar ise canlıdır. Atların faytonun kaldırılması konusu altında bu şekilde değerlendirilmesi çok yanlıştır. Faytonun kaldırılması ve atlar, atların başına gelenler, atlarla ilgili alınmış, uygulanmış kararlar, ruam hastalığı, atların satın alınması ve sahiplendirilmesi aynı konu başlığı altına alınamaz. Bu durumdan atların nesne olarak görüldüğünü mü anlamalıyız? Atlar adanın canıdır, fayton olsa da olmasa da adada yaşamalarının doğru şartları planlara dahil edilmelidir.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Atların Durumu şeklinde adlandırılmıştır. )
“Faytonların kaldırılması sürecinde bölgedeki 1179 at satın alınmış, bakım altındayken satın alınan gebe atlardan doğan 20 adet tayın kayda alınması ile bu sayı 1199’a ulaşmıştır. Bu işlemin ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 12 Mart 2020 tarihli ve 403 numaralı kararı doğrultusunda toplam 860 at sahiplendirilmiştir. Hayvanların yüzde 77’si kamu kurumları, kalanların yüzde 17’sini bireyler, yüzde 5’i STK’lar ve yüzde 1’i de muhtarlar tarafından sahiplenilmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarına bedelsiz devir ile sahiplendirilen atlar, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğunda bulunmaktadır. Atların Adalar’daki bakımı sürecinde çeşitli sebeplerle toplam 224 at ölmüştür. Ada’da kalan İBB’ye ait 115 at, atlı zabıta gibi çeşitli hizmetlerinde kullanılmak üzere şartları iyileştirilen Büyükada İspark at ahırlarında yaşamlarını sürdürmektedir. “
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: “Sahiplendirilen atlar, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğunda bulunmaktadır” demek İBB’nin sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmasıdır. Adalar’dan gönderilen atların çip numaraları bellidir. 860 atın çip numaraları, onları “hibe” eden İBB’nin elinde de, Adalar İlçe Tarım Müdürlüğü’nün elinde de bulunmaktadır. Bu atların gönderildiği yerde denetimi yapılmalıydı. İBB bu denetimi yapmayı vaat etmiştir ve kamu adına satın aldığı atları bedavaya veren asıl kurum olarak denetimi yapmak, şeffaflıkla sonuçları açıklamak zorundadır. Tüm il ve ilçelerde Tarım Müdürlükleri de bölgelerindeki hayvanların sağlığı ve refahı için gereken denetimleri yapmakla görevlidir. Atların gönderildiği 17 ilin ve gönderilmedikleri diğer illerin Tarım Müdürlükleri denetim yapıp, bölgelerindeki atların çiplerini İBB’nin gönderdiği atların çip numaralarıyla karşılaştırabilir. (4)
O atları oralara gönderen İBB, 6 ayda bir denetim yapmayı vaat etmişti. Şimdi kamuoyuna İBB’nin sorumluluğu yoktur (yanlış) mesajını vermek için Nazım Planı ön çalışması olan Strateji Belgesi 2. Taslak metninin kullanılması da son derece yanlıştır. Atlar Adada hapsedildikleri İBB Ahırından düzenli olarak çıkarılmalıdır, ahırlar ziyaret ve denetime açılmalıdır. Ayrıca yukarıda belirtilen mahkeme kararı hem atların İBB tarafından satın alınarak adadan sürülmesinin, hem de ahırdan çıkarılmamalarının yasal hiçbir dayanağı olmadığını ortaya koymaktadır. İBB gönderdiği atlarla ilgili denetim yapmak ve sonuçları şeffaflıkla paylaşmak, sağ olanları geri getirmek ve her üç adada ahır olarak kiraladığı alanlara düzgün ahırlar yaparak atlara gereği gibi bakmak zorundadır. Bu kapsam atlar kesinlikle ahırdan çıkarılmalı ve seyis eşliğinde adada gezmeleri sağlanarak sağlıklarına kavuşturulmalıdır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Atların Durumu şeklinde adlandırılmıştır. )
“Bunların yanında, Burgazada’da 2, Heybeliada’da 5 atın bakımına sahipleri tarafından devam edilmektedir. İBB’nin, Heybeliada, Burgazada ve Büyükada’daki ahır alanları için Orman Müdürlüğü ile yapılmış kira sözleşmelerinin gereği olarak Mart Ayı’nda Burgazada ve Heybeliada’daki at ahırları gerekli sağlık koşullarını sağlamadıkları için yıkılmıştır. Kalan atlara sahiplerinin ve Adalar’da atlı yaşamı destekleyen Adalıların destekleriyle, barınma koşulları yaratılmaya çalışılmaktadır. “
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: “Ahırların sağlık koşullarını sağlamadıkları için yıkıldığı” bilgisi doğru değildir. Burgazada’daki ahır Adalar Tarım Müdürlüğünce denetlenmiş ve tüm koşulları sağladığından dolayı hiçbir ceza ile karşılaşmamıştır. Yıkımla ilgili İBB Zabıta Müdürlüğünce gönderilen belgeler, ahırların sağlık koşullarından dolayı değil, İBB tarafından kiralanmış yerde bulunduklarından ancak İBB tarafından yapılmış olmamalarından dolayı yıkılmalarına karar verildiğini belirtmektedir. Yani İBB aslında, 1960’lı yıllarda modern ahır yapımı için kendisine tahsis edilen yerlere ahırları yapmayarak, bölgede at sahiplerince yapılan ahırları “kaçak” durumuna düşürmüştür. Ahırları yıkmak yerine İBB’nin Orman Müdürlüğü ile arasındaki kira sözleşmesinin gereğini yerine getirerek düzgün ahırlar yapması, ardından İBB’ye ait olmayan atların bedel karşılığı bu ahırlarda barındırılması ve İBB’nin satın aldığı atların da eskisi gibi Heybeliada ve Burgazada’da yaşamaya devam etmesi konunun en doğru ve basit çözümü olacaktı. Ama ahırlar İBB tarafından yıkılmış, tüm uzlaşma ve diyalog çağrıları dikkate alınmayıp herhangi bir cevap, öneri, çözüm arayışında bulunulmamıştır. Heybeliada ahırları sokağa çıkma yasağı olan bir günde, çok erken bir saatte yıkılmıştır. Ahırlar yıkıldıktan sonra atların ne olacağı, nerede barınacağına dair İBB tarafından herhangi bir endişe dile getirilmemiştir. “Kalan atlara sahiplerinin ve Adalar’da atlı yaşamı destekleyen Adalıların destekleriyle, barınma koşulları yaratılmaya çalışılmaktadır.” cümlesi kamuoyunu yanıltıcıdır. İBB atların barınaklarını yıkıp atları oldukça soğuk günlerde barınaksız bırakmış, atları desteklemeye çalışanlar ve sahipleri bu sebeple atlarla birlikte türlü zorluklara göğüs germek mecburiyetinde bırakılmış, İBB tarafından herhangi bir yardım, öneri, iyi niyet, proje sunulmamıştır. Durumun zorluğu bu tür cümlelerle hafifletilemez ve normalleştirilemez. Atların barınma ve yaşam hakları gasp edilmiştir.
- Atlarla ve atların barınma alanı ile ilgili planlamada atlarla çalışan uzman kişilerden mutlaka destek alınmalıdır. Gelecekte olabilecek karantinalarda, koronavirüs gibi önceden öngörülmemiş salgınlarda atların korunabilmesi için ahırların yeterli padok (serbest hareket) alanına, yem ve su deposuna ve atıkların bertarafına uygun ünitelere sahip olması, ayrıca at uzmanı veteriner hekimlerin sürekli denetimi şarttır. Böyle bir yapıya örnek olarak, atlarla ilgili bilgisine danıştığımız Aydın Sosyal tarafından yapılan ahır taslak çizimleri ekte sunulmuştur. Çizimlerde, planda Heybeliada ve Burgazada’ya yapılması öngörülen 1400 m2 ve 1600 m2 ahır boyutu temel alınarak bu miktarda alanda sağlıklı yaşayabilecek at sayısına göre örnek oluşturulmuştur. Çizimler sadece fikir verme amacı taşımaktadır. Burgazada ve Heybeliada’da 10-15 değil daha fazla sayıda atın yaşama imkanı bulmasını istiyoruz. Bu nedenle ahır, padok ve yan tesisler için daha fazla alan ayrılması uygun olacaktır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yerel Planlama ve Yönetim Gündemi -Ulaşım – Atların Durumu şeklinde adlandırılmıştır. )
“Atlı yaşam savunucuları tarafından Adalarda kalan atlar için İBB’den, yıkılan ahırların yerine sağlıklı, modern ahırlar yapılması; bu alanların kamusal mekanlar olarak projelendirilmesi ve atların bulundukları adada, yeterli padok alanına sahip sağlıklı ve modern ahırlarda yaşamlarını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesini sağlaması talep edilmektedir. İBB bu konuda Adalılardan gelen görüş ve projeleri değerlendirmekte; iç ve dış paydaşlarla görüşmeler yaparak, kalan atların belediye hizmetlerinde kullanılması, yıkılan ahırların yeniden yapılması gibi konulardaki faaliyetlerini tanımlamaya ve planlamaya devam etmektedir. “
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Bu noktada İBB tamamen sessizdir. Adalar’da İBB tarafından satın alınmamış atlar yok gibi davranmakta, atların barınma ihtiyacı konusunda bir proje üretildiğine dair net bir açıklama yapmamakta, böyle bir konu ve sorun yokmuş gibi davranmaktadır. Eğer bir proje var ise bu projenin paylaşılması gerekmez mi? Çare bulmaya çalışan insanların bilgilendirilmeye, önlerini görmeye hakları yok mu? Ahırlar yıkılmadan önce Adaların Atları Platformu “Yeni ahır yapılmadan mevcut ahırları yıkma” diye İBB’ye sesini duyurmaya çalışmıştır. Ayrıca İBB yetkililerine durum direkt olarak da aktarılmıştır. Ahırlar buna rağmen yıkılmış, atların barınma hakkı yok sayılmıştır.
Atların Durumu alt başlığı da ULAŞIM başlığı altında yer almaktadır. At konusu ulaşım başlığı altında işlenmemeli, ulaşımla hiç alakası olmayan ahır sorunu ekoloji başlığına alınmalıdır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Mevcut Durum- Tematik Analizler – Ekoloji Odaklı Planlama- Beklenti ve Talepler şeklinde adlandırılmıştır. )
“Adalar’da doğa odaklı, insan, hayvan ve tüm canlıların bir arada uyum içinde yaşayabileceği sakin bir yaşam talebi bulunmaktadır. İstanbul’un genelindeki yoğun kentsel yaşamın Adalar’a taşınmasından endişe duyulmaktadır. Turizm amaçlı kullanımlardan kaynaklı çöp sorununun çözümüne yönelik etkin uygulamaların geliştirilmesi ve katı atık ve atık su altyapısının iyileştirilmesi ve gerekli tesislerin yapılması talep edilmektedir. Ayrıca evsel katı atıkların ana karaya taşınmasının büyük bir ekonomik ve ekolojik kayıp olduğu yönünde düşünceler dile getirilmiş, geri dönüşüm, katı atıkların ayrıştırılması ve sıfır atık uygulamalarının Ada ekolojisi için çok önemli olduğu belirtilmiştir. Bunun yanında Adadaki atların başka yerlere gönderilmesinin özellikle orman alanlarındaki yaşam döngüsünü olumsuz etkileyeceği yönünde düşünceler bulunmakta, karar vericilerin arazi kullanım, ulaşım, ekonomik, mekansal veya sektörel her tür karar verilirken bu kararların ekolojik sonuçlarını göz önünde bulundurmaları, gündelik yaşamı olumsuz etkileyecek durumlardan kaçınmaları ve Ada halkının görüşlerini ve taleplerini dikkate almaları beklenmektedir. Tüm dünyanın içinden geçtiği küresel iklim krizine karşı önlemlerin alınması da başlıca öne çıkan konulardan biri olmaktadır.”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: “Adadaki atların başka yerlere gönderilmesinin özellikle orman alanlarındaki yaşam döngüsünü olumsuz etkileyeceği yönünde düşünceler bulunmakta,” denmiştir. Durumun bilimsel yanı hakkında İBB fikir sahibi midir? Bu düşüncelerden faydalanmayacaksa bu düşünceleri neden almakta, düşünceler İBB’ye neden aktarılmaktadır? Ekoloji konusu altında yer alması gereken atlar, ekoloji konusu içinde neden bu kadar az yer almıştır?
Strateji Belgesinde Adaların Atları Platformu’nun da aralarında bulunduğu çeşitli grupların görüşlerine yer verilmiş olmasını anlamlı buluyoruz, ancak çeşitli görüşlerin aktarılması bunların hangisi dikkate alınarak nasıl bir planlama yapılacağını açıklamıyor. Katılımcı planlama ekibine aktarılan öneri, düşünce ve taleplerden hangisinin nasıl hayata geçeceğini, hangi görüşün neden kabul veya reddedildiğini görebileceğimiz bir belgeye ihtiyaç vardır. Katılım, birbirimizi dinleyip görüşleri not aldıktan sonra rafa kaldırmakla değil, o görüşlerin kabul görüp hayata geçirilmesi veya neden uygun bulunmadıklarının açıklanması ile mümkün olabilir.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Mevcut Durum- Tematik Analizler – Sürdürülebilir Altyapı ve Ulaşım Sistemleri – Sorunlar şeklinde adlandırılmıştır. )
“Ana toplu ulaşım aracı olan faytonların 2020 Ocak ayında kaldırılması ve Temmuz 2020’den itibaren de toplu ulaşımın elektrikli otobüs ve taksilerle sağlanması kimi Adalılar tarafından eleştirilmekte kimi Adalılar tarafından ise olumlu karşılanmaktadır. Faytonların kaldırılması ve atların sahiplendirilmesiyle hem giden atların sağlığı ile ilgili endişeler dile getirilmiş hem de kalan atların Adalar’da yaşamaya devam edebilmeleri için gerekli ahır alanı düzenlemelerinin yapılması ile ilgili talepler gelmiştir.”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Atların sahiplendirilmesi, atların sağlığı ile ilgili endişeler, kalan atların Adalar’da yaşamaya devam edebilmeleri konusu ulaşımla ilgili ele alınmamalıdır.
Adalar’da ulaşım konusunda 1. Derece Doğal ve Kentsel SİT’leri düzenleyen yasalara uyulmalıdır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yaşanabilir Kentsel Çevre – Eşit ve Adil Yaşam– Sorunlar şeklinde adlandırılmıştır. )
“Adalar’ın evcil hayvanlarının bakımı ve sağlığı için veteriner hizmetlerinde yetersizlikler olduğuna dair sorunlar belirtilmiştir. Bunun yanında, atların yaşamı ve geleceğine ilişkin tedirginlikler dile getirilmiştir. Adalar’da atların yaşamının devam etmesi konusunda iki farklı görüşün öne çıktığı görülmektedir. Birincisi hayvan hakları bağlamında atların herhangi bir insan faaliyetine koşulmaması gerektiğini savunan ve bu nedenle faytonların kaldırılmasını destekleyen görüş; ikincisi de atların güçleri ve beceriyle örtüşen faaliyetlerde kullanılmalarının onların sağlıklı ve mutlu bir yaşama sahip olmasını kolaylaştıracağı ve bunun aynı zamanda insan yaşamını manevi olarak zenginleştirdiğini savunan görüştür. Bu iki görüşün ortaklaştığı nokta, iki grubun da atların sağlıklı ve mutlu yaşamasını istemesi; sağlıklarını bozan, fiziksel ve ruhsal olarak hastalanmalarına neden olan çalışma koşullarına maruz bırakılmalarını istememeleridir. Ortaklaşamadıkları konu ise, ne şekilde mutlu ve sağlıklı olabilecekleri, insan faaliyetlerinde kullanılmalarının sağlık ve mutluluklarına olan etkisidir. Bunlara ek olarak, ilk gruptakilerin görüşlerinin çeşitlilik gösterdiği söylenebilir. Bazılarının atların çalıştırılmasına kategorik olarak etik bir itirazı bulunurken, bazılarının kontrollü ve az miktarda çalışmalarının atların sağlığı ve mutluluğuna engel oluşturmayabileceğini düşündüğü ancak bunun denetiminin yapılamayacağı, kötüye kullanımın engellenemeyeceği endişesiyle atların çalıştırılmalarına izin verilmemesi gerektiğini savundukları görülmektedir.”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Atlara bakan yeterli sayıda, at konusunda ve sürekli uzman veterinere ihtiyaç var mıdır? Olduğunu biliyoruz. Bu konuda plan nedir? Yaşanabilir kentsel çevre ve atların çalıştırılması veya çalıştırılmaması konusuna belgede yer ayrılması değerlidir. Peki bu konuda herhangi bir bilimsel çalışma yapılmış mıdır? At konusunda uzman bir kişi Strateji Belgesi hazırlanırken danışmanlık yapmış mıdır? Eşit ve Adil Yaşam konu başlığı altında sorun olarak sunulan atlar sorun değil, sorun yaşayan olarak mağdurdur. İnsanların düşünceleri elbette önemlidir, ancak atların hayatta kalması ve iyi olması daha önemlidir. Önceliğe atları koyabilmek için atlar konusunu doğru bir konu başlığı altında ve atları önceleyerek ele almak gerekir. Atlarla ilgili deneyim ve uzmanlığı bulunan kişilerin görüşleri esas alınmalıdır.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Yaşanabilir Kentsel Çevre – Eşit ve Adil Yaşam– Beklenti ve Talepler şeklinde adlandırılmıştır.)
“Sosyal yaşamın insanlar ev ölçeğinden başlayarak sokak, mahalle ve ada ölçeğinde ele alınması, bahçe kültürü, sokak ve mahalle ilişkileri, gündelik hayat, sayfiye yaşamı, yavaş yaşam biçimi gibi özelliklerinin göz önünde bulundurulması talep edilmektedir. Adalar’da insanlar, hayvanlar, bitkiler ve tüm canlıların uyum içinde yaşadığı ve bu yaşam biçiminin koruması beklenmektedir. Adalar’da kalan atlar konusundaki talepse, bulundukları adada, yeterli padok alanına sahip sağlıklı ve modern ahırlarda yaşamlarını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesidir. Bunun için İBB’nin Ormandan ahır olarak kullanmak üzere kiraladığı alanları elinde tutması ve bunun için yıkılan ahırlar yerine ivedilikle yeni modern ahırlar yapması talep edilmektedir. Bu beklenti, hem atların bakımını üstlenen kişilerle atlar arasında kurulan derin bağların devamlılığını, hem tarihi bir dokunun daha sembolik bir ölçekte de olsa devamlılığını ve hem de atlar ve faytonculukla gönül bağı kurmuş adalılara atlarla temas etme alanı sağlaması açısından önemli görülmektedir.”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Bu gerçekten önemli konuya Strateji Belgesinde yer verildiği için teşekkür ederiz.
(Paragrafın alındığı kısmın ana ve alt başlıkları Paydaş Analizi – Yetkili Kurumlar şeklinde adlandırılmıştır. )
“İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından satın alınan atların bakımı, sağlık kontrolleri ve gerekli müdahaleler Muhtarlıklar ve Gıda Daire Başkanlığına bağlı Veteriner Hizmetleri Müdürlüğünce yapılmakta, sokak hayvanlarına yönelik projeler yürütülmektedir (vetbüs, semtpati gibi). Ayrıca Tarım ve Su Ürünleri Müdürlüğünce Adalar’da tarım olanaklarına ilişkin araştırmalar yapılmakta, balıkçılığın geliştirilmesine ve desteklenmesine yönelik faaliyetler gerceklestirilmektedir. İştirak şirketlerden İSPARK Büyükada at ahırlarını işletilmekte, at ahırlarının temizlenmesi ve dezenfeksiyonu, sokak, cadde ve meydanların süpürülmesi ve temizlenmesi, kıyıların temizlenmesi işlemleri ise İSTAÇ tarafından yapılmaktadır.”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Atlara kurum bünyesinde bulunan bir taşıt gibi yaklaşılması yanlıştır. Hayvanlar lehine düzenlenmesi gerekir. Yüzlerce at satın almış olan İBB’nin Adalar’daki atlarla ilgili çalışmaları atları tanıyan ve seven, atla tecrübesi olan kişilerce yönetilmelidir. Böyle bir yürütücü birimin bulunmayışı İBB’ye ait atların tüm hayatının fiiliyatta bir ilçe başkanının sözleriyle yönetilmesine çanak tutmuştur. İBB adına yetkili olmayan bu kişinin yanlış kararları İBB’ye ve atların hayatına mal olmaktadır. Ahırlar İSPARK yerine veterinerlik birimine bağlanmalı, birimde at uzmanı veteriner hekimler tam zamanlı istihdam edilmeli ve atlarla ilgili kararlar mutlaka atlarla çalışma tecrübesi bulunan kişilerce alınmaktadır. Atların İBB ahırlarından çıkartılmayışı gibi öldürücü bir sorun, böyle bir hatalı yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Atların ahırdan çıkartılması önünde hukuki veya başka türlü hiçbir engel yokken bunun yapılmayışının tek nedeni, İBB çalışanı seyislere “atları dışarı çıkarın” denmeyişidir.
(Paragrafın alındığı kısım Ölçeklendirme Analizi şeklinde adlandırılmıştır. Alıntı metinde yer alan son maddedir.)
“• Adalar’da kalan atların yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için ahırların yenilenmesi ve bu sürecin atlı zabıta ve atlı rehabilitasyon gibi uygulamalar ve projelerle desteklenmesi. “
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Atlı zabıta ve atlı rehabilitasyon gibi uygulamalar denilmiştir. Bu son derece muğlak, net olmayan bir cümledir. Ahırların yenilenmesi ne demektir? İSPAK Ahırları mı yenilenecektir? Zira Heybeliada ve Burgazada’da yenilenecek bir ahır kalmamış, hepsi İBB tarafından yıkılmıştır. Yaşamı sağlıklı bir şekilde yürütmenin kriterlerinin ortaya konulması gerekir. Atların yemi suyu verilerek ahıra hapsedilmesi gibi hataların önüne bu şekilde geçilebilir.
Adalar Strateji Belgesi II. Taslak Projeler:
(SYL-ST5 HAYVANLARA YÖNELİK SAĞLIK VE BAKIM HİZMETLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ başlığı altında)
“ ADALARDA KALAN ATLARIN YAŞAMLARINI KENDİ ADALARINDA SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRMESİNİ DESTEKLEMEK ⏳KISA #KAİP –
Adalara dışarından yeni at gelmesine izin verilmeden mevcut atların doğal yaşanmlarına sağlıklı bir şekilde devam etmelerinin desteklenmesi – Tüm adalarda Orman Müdürlüğü tarafından belediyeye ahır kullanımı için tahsis edilmiş araziler üzerine yeniden modern ve sağlıklı ahırlar yapılarak, bu alanların adalarda kalan atların yaşam alanı olarak kullanımına devam edilmesi”
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Adalar’a yeni at gelmesine izin verilmemesinin sebebi nedir? Mevcut at sayısı azaldığında veya atların tamamının hayatını kaybetmesi durumunda ne olacaktır? Adalar dışına ücretsiz sahiplendirilen atların yaşam koşulları iyi olmayanları Adalar’a geri alınamayacak mıdır? Adalar’daki atların büyük bölümünün dişi (kısrak) olduğu, erkeklerin çoğunun kısırlaştırılmış olduğu göz önünde bulundurulursa, kalan 114 atın nüfusu sürdürmeye yeterli olması kolay değildir. Adaya at getirilmemesi atlı hayatın sürdürülmemesi demektir. İlçe mahalli çevre kurulunun bu yönde bir kararı olup, karar ruam hastalığı gerekçesiyle alınmıştır. Ruam hastalığının artık Adada bulunmadığı İlçe Tarım Müdürlüğü’nden alınan bilgi ile de sabittir. Adaya yeni at getirilmemesi mahalli çevre kurulunun çeşitli gerekçelerle alabileceği, kaldırabileceği ve yargıya taşınan bir karar olup, İmar Planı veya Strateji Belgesi içinde yer almamalıdır.
Orman Müdürlüğü tarafından belediyeye ahır yapılması için tahsis edilmiş arazilerde İBB’nin kira sözleşmesinin devamı için ne yapılmaktadır? Ahır projeleri Nazım İmar Planı üzerinde gösterilecek midir?
(KÇV-ST1 ADALARIN SOSYAL, TEKNİK ALTYAPI VE DONATI İHTİYAÇLARININ GİDERİLMESİ başlığı altında)
BÜYÜKADA’DA AT AHIRLARI BÖLGESİ PROJESİ ⏳KISA #KAİP – Adalıların önemli bir kısmının talebi üzerine atların adalardaki yaşamına sağlıklı ve mutlu bir şekilde devam edebilmesi amacıyla at ahırlarının kültür, sanat, atlı yaşam merkezi olarak yeniden düzenlenmesi – Yeni fonksiyonlar belirlenirken doğal alanların rehabilite edilmesi
ADALARIN ATLARI PLATFORMU: Atlarla ilgili her iki projede #kaip etiketlidir. Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının bir eki olarak İBB Meclisine sunulacaktır, anlamına gelmektedir. “Strateji Belgesinin planının onaylanması ile birlikte resmiyete kavuşması beklenmektedir” ibaresi #kaip etiketli bir projenin Nazım İmar Planı onaylansa bile kabul edilmeme ihtimali olduğunu düşündürmektedir. Zira burada bir beklentiden bahsedilmekte, beklentinin gerçekleşmeme ihtimalini de belirtilmektedir. Strateji Belgesi toplantılarında bu ifadenin muğlaklığı üzerine sorulan soru karşısında yetkililer ifadenin eksik olduğunu kabul etmişlerdir. Bunun düzeltileceğini umuyoruz. Atlarla ilgili planlar Nazım Planına Ek olarak sunulduğunda ve kabul edilmeme durumunda ne yapılacaktır?
(1-2-3)Bu kısım https://adalarinatlari.org/2020/12/18/adalarin-atlari-birinci-yil-raporu/ yazımızdan alıntı içermektedir.
(4) Bu kısım https://adalarinatlari.org/2021/05/02/atlarin-kaybedilmesi-alay-konusu-siyaset-malzemesi-olamaz-860atnerede/ yazımızdan alıntı içermektedir )
- Strateji Belgesi II. Taslak Sunum Videosu içinde imar izinleri ve nüfus artışı ilgili bölümlerin, yaklaşımların ve projelerin değerlendirilmesi aşağıdadır:
Videonuz içinde “Belirtilen yoğunluklar kapsamında mevcut konut adalarındaki boş parsellere 1/1000 plana verilecek yapılaşma şartları ile yaklaşık olarak en fazla 4461 kişinin ilave olacağı öngörülmektedir.” denmektedir. Bu sayı kış nüfusu için yaklaşık %28, yaz nüfusu için ise yaklaşık %10 dur. Nüfus az, artacağı öngörülen rakam da küçük görünmekle birlikte aslında yüzde olarak bakıldığında çok büyüktür. Bu Adalar nüfusunun dörtte birinden fazla bir nüfus artışına tekabül etmektedir. İstanbul için bu hesabı yapsaydık nüfus nerdeyse 4 buçuk milyon artacak derdik ve asla kabul etmezdik. Adalar için ne den bu oranda bir nüfus artışı kabul edilebilir olsun ki? Neden yeni konut yapımı planı, hem de getireceği nüfus az gibi gösterilerek, Strateji Planı içine dahil ediliyor?
İmar Planıyla ilgili katılım toplantılarında Adalar’a gelen kişi sayısının hizmet kapasitesini aştığı, ziyaretçi yönetiminin yapılamadığı ve afet planlamasındaki yetersizlikler farklı uzmanlık ve bakış açılarına sahip pek çok kişi tarafından defalarca kez dile getirilmiştir. Buna rağmen nüfus artışı öngörülmesi yanlıştır. Boş parsellerin boş kalması ve afete karşı toplanma alanı olarak değerlendirilmesi daha uygun olur.
Adalar’da yeni yapılaşmaya, kat artışına izin verilmemeli, eski binalar zaman içinde yenilenirken, kültürel miras niteliği olmayan (askeri lojmanlar, okul binaları gibi) yapıların kat sayısının azaltılması düşünülmelidir. Modern mimari örneklerinin de muhakkak korunma altında olması gerekir.
- Strateji Belgesi II. Taslak içinde atlarla ilgili bölümlerin, yaklaşımların ve projelerin Adaların Atları Platformu olarak kıyılar özelinde değerlendirilmesi aşağıdadır:
“Yaşanabilir Kentsel Çevre” başlığı altında şu cümle hayli önemli görünüyor: “MEVCUT DURUM Ekolojik, tarihi değerleri ve kültürel mirasıyla kendine has coğrafyasını ve yaşam tarzını oluşturmuş olan Adalar’da özgün kentsel karakterin korunması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi planlama süreçleri içerisinde büyük önem taşımaktadır. Orman ve kıyı alanları önemli doğal eşikler olarak karşımıza çıkmakta, Ada olmasından kaynaklı fiziksel sınırlar daha çok hissedilmekte, koruma alanı olmasından kaynaklı gelişime ve nüfus artışına kapalı olması bir avantaj olsa da ortak kamusal alan ve sosyal ve teknik altyapıya yönelik ihtiyaçlar kentsel alan ihtiyacını doğurmaktadır. “
“Ada olmasından kaynaklı fiziksel sınırlar daha çok hissedilmekte, koruma alanı olmasından kaynaklı gelişime ve nüfus artışına kapalı olması bir avantaj olsa da ortak kamusal alan ve sosyal ve teknik altyapıya yönelik ihtiyaçlar kentsel alan ihtiyacını doğurmaktadır.” Cümlesinde kamusal alan ve sosyal ve teknik altyapıya yönelik ihtiyaçlar için kıyı alanlarından mı faydalanılmak isteniyor? Konuya açıklık getirileceğini umuyoruz.
Dikkat çekmek isteriz ki Adalar’da Milli Emlak elinde bulunan çok sayıda eski eser vardır. Sosyal ve kültürel etkinlikler için kullanılacak kapalı mekan ihtiyacı bu yapıların belediye ve diğer kamu kurumlarınca restore edilerek ortak kullanıma açılması ile sağlanabilir. Eskiden yazlık sinema olarak kullanılan yerler de atıl durmakta veya depo gibi kullanılmaktadır ve değerlendirilmeleri düşünülebilir.
Strateji Belgesinde kıyıların yapılaşmadan ve kaçak işgallerden korunamadığına, Adalıların denize girecek ücretsiz alan bulamadığına da değinilmiştir. Bu tespitler doğrudur. Ancak a) kıyı erişime açık olsa bile, denize girmek ücretsiz olsa bile, kıyıdaki işletmenin izni Orman Müdürlüğü ve / veya Koruma Kurulunca verilmiş olsa bile kıyılarda bazı müdahaleler yapılamamalıdır. Bir işletmenin bir bölgeyi kiralamış olması onun Heybeliada Asaf Plajı ve Kablo Plajı örneklerinde gördüğümüz gibi kıyının doğal coğrafi yapısını değiştirmesine, kıyıya beton dökmesine, kıyı ve ormanı plastikle kaplamasına, sahili genişletmek için plastik torbalara kum doldurarak kıyıda set oluşturmasına asla izin vermemelidir. Yine Heybeliada’da Sadık Bey / “Green Beach” Plajı, İmar Planı hazırlıklarında ibretle dikkate alınması gereken bir örnektir. Adanın kumluk bir koyunda dört büyük çukurla “aquapark” kuran, yamacı beton setlerle bölen, ağaçları keserek yerine palmiye diken işletmecinin bu inşaatı daha önce izinsiz olduğu için iptal edilmişti. İnşaat bu yıl Koruma Kurulu’ndan izin alınarak olanca hızıyla yeniden başladı ve Adalıların itirazları ne yazık ki sonuçsuz kaldı. Strateji Belgesi II Taslak Toplantılarında İBB ŞBP adına yapılan açıklamada İBB’nin Koruma Kurulu’nda bu plaj işletmesinin yaptığı inşaata ret oyu kullandığını öğrendik. Çıkar ilişkilerinin egemen olduğu toplumda koruma kurullarının koruma görevini yerine getirmediği görülüyor. İmar Planı’nın, Ada ormanlarını, kıyılarını ve kentsel yapısını, hayvanlar dahil Ada ekosistemini bu tür müdahalelere tamamen kapalı olarak koruyacak nitelikte olmasını talep ediyoruz.
Işık ve gürültü kirliliği de koruma amaçlı bir plan ve strateji belgesinde dikkate alınması gereken başlıklardır. Adalar’da hem sesin denizden yansıması, hem de yamaçların amfitiyatro gibi sesi yukarı taşıyan yapısı sesin çok uzaklara kadar yayılmasına neden olmakta, bir adada kıyıdaki işletmenin çaldığı müzik diğer adadan duyulabilmektedir. Ses konusundaki sınırlamalar bu nedenle klasik desibel ve saat sınırlamalarının ötesinde, özellikle kıyılarda, yüksek ses işletme dışından duyulmayacak şekilde düzenlenebilir. Halihazırda, koronavirüs salgını öncesi kıyı tesislerde yapılan düğün ve konserlerin sesi gece 12’ye kadar tüm mahalleden, adanın tüm bir cephesinden duyulmaktadır.
Aydınlatmaların yüksekte olması nedeniyle hem enerji kaybı hem de ışık kirliliği oluşmaktadır. Adalar’ın doğal ve tarihi yapısı stadyum tipi aydınlatmayı gerektirmez. Bu sadece estetik değil, ekolojik bir sorundur. Yüksekten yapılan sokak aydınlatması normalde karanlıkta uyuyan kuşların ve diğer canlıların düzenini bozmakta, martılar gece boyu bağırmaktadır. (Elektrik kesintisi olan gecelerde hayvanların huzura kavuştuğunu gözleyebilirsiniz)
Adaların Atları Platformu – 01.06.2021
Adalar İlçesi Strateji Belgesi ve Koruma Amaçlı Nazım Planı Değerlendirmesi, I. Taslak metni ile ilgili değerlendirmesi okumak için lütfen tıklayınız.