Adalılar, İmar Planına karşı dava açıyor: 20 Ekim Cuma, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi

Adalar Sivil İnisiyatifi tarafından hazırlanan Basın Duyurusu:


İstanbul Adaları’nda yaşayanlar, çevreye, ekosisteme zarar vereceği, deprem riskini
dikkate almadığı, kamunun değil özel kişilerin çıkarını korumaya öncelik verdiği, İklim
krizini dikkate almadığı için, Adalar İmar Planı’nın iptali amacıyla dava açıyorlar.
Adalılar, Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı İstanbul Adaları
Koruma Amaçlı İmar Planı’nın iptali için 20 Ekim Cuma günü, İstanbul Bölge İdare
Mahkemesi’nde toplu olarak dava açacaklar. Mahkemenin Mahmutbey, 2459 sokak
No:6 Bağcılar-İstanbul adresindeki yerleşkesine, saat 11.00’de toplu olarak gidecek
olan Adalılar, dava dilekçelerini idare mahkemesine verecekler.
Daha önce de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na itiraz dilekçesi vermiş
fakat yanıt alamamış olan Adalılar, İmar Planına itiraz gerekçelerini,
özetle şöyle sıralıyorlar:
Adalar İmar Planlarında;

  • Dört tarafı denizle çevrili Adalar’da kıyılar plan dışı bırakılmış, buraları Bakanlığın
    keyfi tasarruflarına terkedilmiştir,
  • İmar planlarıyla birlikte mimari açıdan değer taşıyan yüzlerce modern mimari yapı,
    henüz tescil edilmediği için yıkım tehdidi altındadır,
  • Plan, IBB’nin ODTÜ’ye yaptırdığı Tsunami Analizi ve BÜ Kandilli Rasathanesi’ne
    yaptırdığı Bina Hasarı ve Can Kaybı Analizi raporlarının Adalar ile ilgili bölümleri dikkate
    alınmadan hazırlanmıştır. Bu raporlarda riskli görülen alanlara yapılaşma izni
    verilmektedir ve bu haliyle uygulanırsa, Adalar’da can ve mal kaybının artmasına neden
    olacaktır,
  • İhtiyaç olmadığı halde öngörülen “sosyal donatı alanları”, yeni inşaatları ve nüfus
    yoğunluğu artışını beraberinde getirecektir,
  • Üzerinde hiç yapı bulunmayan yüz elliye yakın parsel yapılaşmaya açılmaktadır.
    Ayrıca üzerinde yapı bulunan büyük parsellerde ikinci/üçüncü yapılara izin verilmektedir.
    Bunların çoğu arsa bile olmayan, bağ bahçe ve tarladır,
    *Orman alanlarımızın önemli bir bölümü, içinde konaklamalı turizm tesisleri de
    bulunmak üzere yapılaşmaya açılmaktadır,
  • İmara açılacak olan vakıf arazileri üzerinde yaşayan, Adaların doğal, ticari ve kültürel
    ortamına canlılık katan halkın sürgün edilmesine, yaşam alanlarından koparılmasına
    neden olmaktadır,
  • Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuru dosyası teslim edilmiş olmasına rağmen
    Adalar’ın UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ adaylığının gerektirdiği özellikler,
    planlarda yer almamıştır,
    *Planlarda adaların kültürel zenginliği göz ardı edilmiş, inançlara ve kültürlere saygı
    gösterilmemiştir. Burgazada’da Aya Yani Karipi Kilisesi Külliyesi bitişiğindeki parsel
    konaklamalı turistik tesis olarak planlanırken, Cem Evi’nin bulunduğu alan ‘sosyal tesis
    alanı’ olarak belirlenmiştir; 1/5000 planda ise ibadethanelerin tümü cami olarak
    görüntülenmiştir,
  • Planlar KAMU YARARI değil, ÖZEL KİŞİLERİN çıkarları gözetilerek yapılmış olup,
    koruma ilke ve politikaları ile bağdaşmamaktadır,
    Tüm bu nedenlerle Adalılar, Plan’ın iptali ve yeni bir planın hazırlanmasını
    istemektedirler.
    ÇÜNKÜ SON İSTANBUL’U KAYBETMEK İSTEMİYORUZ
    Adalar’ın ormanları hepimizin nefes alma alanıdır. Adalar hepimizindir, bu dava
    hepimizindir. Bu plan bir rant planı değil koruma planı olmalıdır. Bu dava, sadece
    Adalıların değil, İstanbul’un, Türkiye’nin davasıdır.
    Siz basın çalışan ve yöneticilerini, bu haklı davamızda yanımızda yer almaya,
    mahkemeye toplu dilekçe verilmesi sırasında bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz.
Kınalıada sahili. Fotoğraf Adalar Belediyesi sitesinden alınmıştır.

Yorum bırakın